FİLOZOFLARIN ETTİĞİ SÖZLER
FİLOZOFLARIN ETTİĞİ SÖZLER
Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım. (Necip Fazıl Kısakürek)
İnsanlar başaklara benzerler, içleri boşken başları havadadır, içleri doldukça eğilirler. (Montaigne)
Mal kaybeden, bir şey kaybetmistir, onurunu kaybeden birçok şey kaybetmiştir. Fakat cesaretini kaybeden her şeyini kaybetmistir. (Goethe)
Herşeyi bildiğini sanma! gerçekte çok bilgili olsanda kendine Cahilim diyebilecek cesaretin olmalı. (Ivan Pavlov)
Akıllı olmak da bir şey degil, mühim olan o aklı yerinde kullanmaktır. (Descartes)
Sözün en güzeli, söyleyenin doğru olarak söylediği, dinleyenin de yararlandığı sözdür. (Aristo)
Nankör insan, her şeyin fiyatını bilen fakat hiçbir şeyin değerini bilmeyen kimsedir. (Oscar Wilde)
Hayat merdivenlerini çıkarken, insanlara iyi davranalım. Çünkü inerken gene aynı insanlara rastlayacağız. (Cenap Şahabettin)
Güzel olan sevgili değildir, sevgili olan güzeldir. (Tolstoy)
Yemine gerek görmeyecek kadar sözlerine sadık ol. (Dale Carnegie)
Beklemesini bilenin her şey ayağına gelir. (Balzac)
Sevdiğini elde edemezsen, elde ettiğini sevmeye çalış. (Corneille)
Dostuna da düşmanına da yardım et. Çünkü o zaman,dostunla daha yakın dost, Düşmanınla da dost olursun. (Cledbul)
Çiçeğin dikeni var diye üzüleceğimize, dikenin çiçeği var diye sevinelim. (Goethe)
Hiçbir zaman çıktığın kapıyı hızla çarpma, geri dönmek isteyebilirsin. (Don Herold)
İyimser kişi, yaranın üstünde artık kabuk, kötümser kişi ise kabuğun altında yine yara görür. (Shakespeare)
Menfaat karşılığı yapılan iyilik, iyilik değildir. İyilik, sebep ve netice zincirinin dışındadır (Tolstoy)
Sana yapılan haksızlıkları toza, iyilikleri mermere yaz. (B. Franklin)
İşler, iş olarak şerefli veya şerefsiz diye ayrılmazlar. Yapılışlarındaki maksada (niyete) göre şerefli veya şerefsiz olurlar.(Aristoteles)
Yapılmış küçük işler, plânlanmış büyük işlerden çok daha iyidir. (Peter Marshall)
Davranışlar, kelimelerden daha fazla konuşur, daha çok şey ifâde eder. (Oscar Wilde)
Önce doğruyu bilmek gerekir. Doğru bilinirse yanlış da bilinir, ama önce yanlış bilinirse, doğruya ulaşılamaz. (Fârabî)
İnsanın kırk yaşına kadar geçen yılları bir kitap, geri kalan yılları da o kitabın eleştirisidir. (Arthur Schoppenhauer)
Bir insan, dindar bilindiği halde, ahlâklı değilse, ya bâtıl bir inanca din adı vermektedir, ya da sahtekârdır. (F. Brandley)
Hemen herkes tartışabilir, fakat güzel konuşabilmek, herkesin yapacağı iş değildir. (Alcot)
Bir tartışma sırasında, kızdığımız anda gerçek için uğraşmayı bırakır, kendimiz için uğraşmaya başlarız. (Goethe)
Üç türlü insan vardır:
Allah'ı bulanlar ve O'na hizmet edenler;
O'nu aramakla meşgul olup, henüz bulamayanlar;
O'nu, ne arayan, ne de bulanlar, zaten bunlar arayıp bulma çabası da göstermezler.
İlk gruba girenler, akıllı ve mutlu, Ortadakiler ise mutsuz ve/fakat akıllıdır. Sonuncu grubun insanları ise, aptal ve mutsuzdur.
(Blaaise Pascal)