Uçaklarin Arkasinda Biraktiklari Bulutun Sirri
Uçaklarin Arkasinda Biraktiklari Bulutun Sirri
Gökyüzünde uçaklarin arkasinda olusan egzoz yogusma izlerini görenler, onlari degisik sekillerde yorumlayabiliyor. Pek çok kisi bu tür izleri birakan uçaklarin meteorolojik ölçümler yaptigini ya da etrafa zehir saçtigini saniyor. Gerçekten nedir bu izler?
Yüksekten uçan uçaklarin egzozlarinda ve havada bulunan su buhari, aninda yogusup buza dönüserek egzoz izlerini olusturur. Soguk havada nasil nefesiniz görünür bir hal aliyorsa, ayni sekilde jetlerin sicak ve nemli egzoz gazlari da soguk havayla karistiklarinda yogusarak görünür bir hal alip gökyüzündeki o gizemli beyaz izleri olusturur.
Bu izler, olustugu seviyedeki havanin nemine ve rüzgarin siddetine göre ya hemen buharlasip kaybolur ya da yayilarak ince bir cirrüs bulutuna dönüsür. Bu nedenle, hava ulasim koridorlarinda bulutlulugun yüzde 20’ye kadar arttigi tespit edilmis. Diger bir deyisle, uçaklarin iklimi etkilemesinin bir yolu da bu yogusma izlerini olusturmalaridir.
NASA’ya göre hava trafigi mevcut hizla artmaya devam ederse 2050 yilinda jet egzoz yogusma izleri, Avrupa semalarinin yüzde 4.6’sini; ABD’nin yüzde 3.7’sini ve Asya’nin da yüzde 1.2’sini kaplayacak. Cirrus bulutuna benzeyen bu izler dünya atmosferinin geceleyin isinmasina katkida bulunarak küresel iklim degisimini de hizlandiracak.
SIR BULUTLARI
Bir baska çalismaya göre ise bu izler, günes isinlarini geri yansitarak gündüzleri havanin sogumasina neden olacak. ABD’de Ikiz Kuleler’e uçaklarla saldirilmasindan sonra ABD’de sivil uçaklarin uçusunun üç gün durdurulmasi, bu iddiayi test etmek için iyi bir firsatti. Bu firsattan istifade eden bilim insanlari, yüksek seviye uçaklarinin dünya iklimine etkisini inceledi. Bunun için ABD’de çalisan dört binden fazla meteoroloji istasyonunun binlerce sivil uçagin yerde bekledigi 11-13 Eylül’ün gece-gündüz sicaklik farklari, 8-10 ve 14-16 Eylül’ün sicaklik farklari ile karsilastirildi. Uçaklarin uçmadigi günlerde bu farkin bir derece daha büyük oldugu görüldü. Çünkü normalde uçaklarin egzoz izleri bulutlanmayi artirarak günün en yüksek sicakligini düsürmekteydi...
Son yillarda Amerikan kamuoyunun bir kismi, gökyüzünde giderek sayilari artan jet egzoz izleriyle yerel salgin hastaliklar arasinda iliskiler kurarak hükümetlerini üzerlerine askeri uçaklarla zehir vb. gibi kimyasal ve biyolojik maddeler atmakla suçluyor. Egzoz izlerinden sonra görülen bazi yagislarin analizinde kan ve tanimlanamayan bazi hücrelerin tespit edildigi söylentileri de bu kaygilari artiriyor (www.carnicom.com).
Bu nedenle, havada birkaç saniye içinde buharlasip kaybolmayan jet egzoz izleri ‘Bunlar su degil, kimyasal maddelerin izleridir’ seklinde endise yaratmakta.
Rutgers Üniversitesi’nden kimyasal silah uzmani Dr. Cole’nin ‘Sir Bulutlari’ adli kitabinda ve ABD Kongresi’nde verdigi ifadede, Amerikan ordusunun 1949’da ülkenin biyolojik saldirilara karsi ne kadar zayif oldugunu belirlemek için yapilan çalismalari tek tek anlatmakta. Insanlarin normal gündelik hayatini sürdürürken, bakterilerin nasil canli kalabilecegini görmek için Hawaii, Alaska, San Francisco, St. Louis, Minneapolis, New York City, Washington, D.C., Key West ve birçok diger sehrin üzerine bakteri serpilmis. Ordu sözcüsüne göre bu bakteriler zararsizdi ama binlerce kisi bu zehirli spreyler nedeni ile hasta olduguna inaniyor. Benzer, fakat daha tehlikeli bir deney, 1993’te Salt Lake City’de biyolojik dedektör sisteminin ve koruyucu elbiselerin test edilmesi için yapilmis (http://iangoddard.net/contrail.htm)...
KUSKULANIN AMA KORKMAYIN
Yogusma izleri savas aninda yüksek seviyelerden kesif uçaklariyla fotograf çekme isini de sürpriz olmaktan çikartir. Özellikle de Stealth teknolojisine sahip olan uçaklar bu izleri hiç yapmak istemez. Bu nedenle de gizli veya tehlikeli bir göreve giden uçaklarin, iz birakmayacagi uçus yüksekligini bilmesi gerekir. Benzer sekilde radar yakalanmayan düsman uçaklarinin gözle belirlenebilecegi yüksekliklerin de belirlenmesi istenir.
Bu nedenlerden dolayi, jet yakitina kimyasal maddeler ilave edilerek egzoz izlerindeki kizil ötesi isinlari azaltmak ve bu izlerin olusumunu tamamen engellemek için askeri çalismalar yapilmakta. Özellikle, gündüz uçuslarinda Northrop B-2 Spirit ve F-117 gibi Stealth teknolojisine sahip bombardiman uçaklarinin görünmezligini bozan jet yogusma izlerini ortadan kaldirmak için önemli çalismalar yapiliyor.
Meteorolojistler sicaklik, nem ve basinç gözlemlerinden egzoz izlerinin olusabilecegi yükseklikleri tespit edebilir. Diger bir deyisle, meteorolojinin bu isle ilgisi sadece savas zamaninda bu izlerin hangi yükseklikte olusabilecegini tahmin etmekten ibarettir. Bizim için havada uzun süre kalan izler, sadece yaklasmakta olan yagisli bir sistemin isaretidir.
Amerikalilarin kaygililarini simdi Avrupalilar da paylasiyor. Artik bu ülkelerde ‘yogusma izleri’ (contrail) yerine ‘kimyasal iz’ (chemtrail) terimi de kullaniyor.
Lütfen bu izlere kuskuyla bakmaya devam edin ama korkmayin ve meteorolojistlere de bosuna kizmayin